Yazar Fatma Türkdoğan TEMRİN DERGİSİ’nde ( Sayı : 84 Temmuz Ağustos ) Kezban Şahin Taysun’un yeni
kitabı Kelebekten Sığınak üzerine görüşlerini
yazdı.
KELEBEKTEN SIĞINAK
Kezban Şahin TAYSUN / Yitik Ülke Yayınları
Dergâh dergisinin 266. sayısında
yer alan, “Necip Tosun ile Modern Öykü Kuramı üzerine” adlı söyleşinde yer alan
ifadeler en kadim tür olan hikâye üzerinedir: “(…)Öykü, tarihsel süreç
içerisinde sürekli kendini yeniler ve çağının dilini konuşur. Kalıcı öyküler,
gerçeğin “yeni dili”ni bulan metinlerdir. Yaşayan hikâyeler, her çağda
hakikatin sesi olmaya devam eden hikâyelerdir. Ama her dönemde hakikatin
sesinin tonu, rengi, biçimi değişir. Bu çağcıl sesi yakalayan anlatılar
yeniden, yeniden doğarlar. Bu yüzden hikâyeler çağa, zamana, koşullara göre hep
yeniden biçimlenir. Okuyan / dinleyen ile anlatanın / yazanın buluştuğu yer,
yaratılan yeni bir dünya, var olma bilinci ve hakikat evrenidir.” Bu bağlamda
Kezban Şahin Taysun’un, Yitik Ülke Yayınları etiketiyle Nisan 2017’de
yayımlanan “Kelebekten Sığınak” adlı öykü kitabı “gerçeğin dili”ni bulan
öykülerden oluşan bir güldestedir. Kitapta yer alan on beş öykünün hepsi
çeşitli platformlarda ödülle taçlandırılmış öykülerdir. Aldığı ödülleri
sıralamaktan ziyade öykülerinden alıntı yaparak kaleminin gücünü ve hayal
dünyasının enginliğini siz okurun takdirine sunmak isterim: "Gözleri
yerinden fırlayıp ödümü patlatıyor. Ansızın beni duvara iten gövdesinin
ağırlığını duyuyorum. Tırnakları saçlarımın dibine batıyor. Koridorun
duvarındaki seramiklere burnumu yapıştırıyor. Karanfil figürleri gözümün içine
giriyor. Tam doğruluyorum ki yine derimde tırnaklar... Bu sefer ben desenlerin
içindeyim. Kafamı tutamıyorum. Ruhum uçup gidiverecek... Yıldızlar kafamda dört
dönüyor. O gün durmuş olmalı bu saat; tam yediyi gösteriyor." (Yüreğe İnen
Yumruk, syf.13). “(…) İşte bundandır öfkem, ekmeğin aslanın değil midesinde
oluşuna! Bizim aslanımız olmuş bu ocak. Hep midesindeyiz. Yüzlerce madenciyi
karınca ordusu gibi içine çeker durur. Ancak her zaman sağ salim püskürtür mü
geriye dersen… İşte orada yer gök susar. Bir tek kör vicdanlar konuşur, boş
boş! Canım öldülerse ne yapalım yani, onlarda madenci olmasaymış, yazgıları
öyleymiş derler…”(Yağ Lekesi değil Kömür Karası, syf. 43) yazar 1967 Eskişehir
doğumlu, Ziraat Yüksek mühendisidir. Yayınlanmış
eserleri: Kafesteki Kalp (Roman, 2013), Aynadaki Göz ( Öykü kitabı,
2014). Baş döndüren, yürek burkan ve
kadın duyarlılığıyla kaleme alınmış on beş ödüllü hikâyeden oluşan, dosya
olarak ödül almaya layık bir kitaptır; Kelebekten Sığınak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder