“Yüksek Ziraat Mühendisi Kezban Şahin Taysun’un Potkal kitap yayını “Kafesteki Kalp” adlı romanı kadınlarımızın karşılaştığı sorunların çözümüne edebi bir katkı niteliğinde. Anılar, olayların düşündüren değerlendirmesiyle ilgi çeken anlamlı vurgulamalarla başarılı bir çıkış.” Yekta Güngör ÖZDEN

3 Kasım 2014 Pazartesi

Kafesteki Kalp Kitabı Üzerine Okur Görüşü

Değerli Okur Serdar Yegül'e kitabımla ilgili güzel görüşlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum....

OKUR GÖRÜŞÜ:

SERDAR YEGÜL’ÜN KEZBAN ŞAHİN TAYSUN’UN KAFESTEKİ KALP KİTABI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ:

      Romanı okurken ilk kez karşılaştığım ifadeler oldu: “kaynaksız kurallar” ve “kaynaksız doğrular” (sayfa 47) gibi.. Bu ifadeler ilerleyen sayfalarda: “kaynağı belli olmayan doğrular” ve “hazır doğrular” şeklinde kullanılıyor. Sanırım romanın ana teması, bu ifadeler etrafında şekilleniyor.

Yazarın bu ifadelerini ben de günlük hayatımda; sağdan gelen “hazır doğru”yu, geldiği haliyle, bir trafik polisinin hemencecik yol vermesi gibi, sol tarafa yol vermesine benzetiyorum. Benim bu konudaki ifadem de: “Hayalet trafik polisi” olabilir;

Türkiye’de, Türk kültüründe, bilhassa anneler çocuklarını yetiştirirken, yazarın ifadesiyle “hazır doğrular”la yetiştiriyorlar diye düşünüyorum. Eğer çocuk kendisi gayret göstererek sorgulayıcı bir dünya görüşüne sahip olmazsa, “otomatik pilotta”, “hazır doğrular”la hayatını sürdürmeye devam ederse, o zaman erkek gencin evlendiği kızla sorunlar hemencecik çıkabiliyor. Benim teyzemin tabiriyle; “erkek, annesine de karısına da ‘dur’ demesini bilecek” hareket tarzını gösteremeyebiliyor. Ben sonuç olarak, Peyami Safa’nın: “Türk annesi çocuk yetiştirmeye ehil değil!” cümlesine geliyorum. Onun için Türk erkekleri gerekli zihinsel direnç geliştiremeden büyüyor; ve evliliklerinde zorlanabiliyorlar. Çünkü yataklarında hem erkeğin hem de kızın annesi var; evlilikler en az 4 kişiyle yürüyor. O zaman da hep sorun çıkıyor.

Tabii “hazır doğrular” sırf evliliklerde, kadın erkek ilişkilerinde değil, hayatın tüm alanlarında görebiliyoruz. İş ortamlarında, sokakta, toplu taşıma araçlarında, oturduğumuz konutlarında, insanla karşılaştığımız her yerde.  Romanda merkezde kadın olsa da, kadının yetiştirdiği erkek, tekrar kadına “yol su elektrik olarak geri dönüyor”.  Yani kapalı bir devre işliyor gibi geliyor bana. Bu kapalı devrenin, bu fasit dairenin kırılması gerekiyor. Bu mücadelede bazen kişisel bazen de ailesel zararlarla karşılaşıyoruz.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dediği gibi biz, bilgiyi zamanımıza göre yeniden üretmeliyiz. Üretmediğimiz zaman, işte yazarın işaret ettiği gibi, “hazır doğrular”la yaşadığımız zaman, böyle doğrular çıkıyor karşımıza. Onun için her konuda okumak ve zihni açık insanlarla söyleşmek zorundayız. Bilgiyi, yeniden üretmek zorundayız. Tabii bu zahmetli bir süreç! Sürekli zihinsel dirençler geliştirmek zorundayız. Ama bizim gibi düşünen insanların başka çıkar yolu da yok!

Bizim toplumumuzun temel sorunlarından biri olan “hazır doğrular”ı merkezine alarak böyle bir roman yazdığı için Yazar Kezban Şahin Taysun’u  gerçekten tebrik ediyor ve kendisine  teşekkür ediyorum.

Bugün toplumumuzda; A, B, C dini cemaatine mensup arkadaşların “hazır doğrular”la hayatlarını sürdürdüğünü görünce, bu romanı neden önemsediğim daha iyi anlaşılabilir. 

Romanın bir bölümünde “Babaannenin iyi davrandığını sanarak çocuğun kalbini kırması ve kendini dine adaması” anlatılmış. Bu tip babaanneleri, toplumumuzda o kadar çok görüyorum ki.. Hem de bu babaanneler, yaşlı da değil çoğu kez. Genç insanlarda, idarecilerde de görüyorum bu tavırları.

O nedenle roman, günümüz Türk insanının temel sorunlarına parmak basıyor..

2.      Türkiye’de kadın sorunlarını işleyen bir romandan kasvetli bir anlatım beklerken, yazar  rahat bir anlatım seçmiş. Konular rahat ilerliyor ve sıkmıyor. Öyle ki; ben ekseriya okuyacağım romanın kaç sayfa olduğunu ve kaçıncı sayfada olduğumu zaman zaman kontrol ederim. İlk kez bu romanda sayfa sayılarına hiç bakmadım. Bu yazarın başarısı;

3.      Yazarın her bölümün başına bir cümle koyması hoş olmuş;

4.      Roman, kısa kısa bölümler halinde sunulmuş. Bu rahat okumayı sağlıyor diye düşünüyorum;

5.      Romanda ince ince esprili bir dil kullanılmış. Sanırım bu, zor bir konuyu gülümseterek vermeyi sağlamış;

6.      Romanın kurgusu güzel olmuş.

7.      Okurken, “Gülşen, Kadri’yle İnşallah evlenmez!” diyerek okudum.…

      Kezban Şahin Taysun'a böyle sahici bir roman yazdığı için gönülden teşekkür ediyorum. Onun kalemiyle tanıştığıma ve eserini okuduğuma seviniyorum. Başarılarının devamını dilerim.

Saygılarımla,
S. Serdar Yegül /Ankara

2 yorum:

  1. okurum tımams. :) istanbul izmir fuarlarına çağırdılar beni de ama imzaya gitmiyom ben yaaa ama yapanları çok takdir ediyom hoşuma gidiyo sefiyom :)

    YanıtlaSil
  2. Evet, Kafesteki Kalp'i de okumanı çok isterim, değerli blogçu arkadaşım Deeptone. sağol güzel sözlerin için.... sevgiler :)

    YanıtlaSil