“Yüksek Ziraat Mühendisi Kezban Şahin Taysun’un Potkal kitap yayını “Kafesteki Kalp” adlı romanı kadınlarımızın karşılaştığı sorunların çözümüne edebi bir katkı niteliğinde. Anılar, olayların düşündüren değerlendirmesiyle ilgi çeken anlamlı vurgulamalarla başarılı bir çıkış.” Yekta Güngör ÖZDEN
17 Kasım 2015 Salı
12 Kasım 2015 Perşembe
Deep Tone’un Sade ve Derin Kitabı Üzerine
Deep
Tone’un Sade ve Derin Kitabı Üzerine
Değerli kalem ve blog arkadaşım
Sevgili Deep Tone’nin 2013’te İkinci Adam Yayınları tarafından çıkan kitabı
Sade ve Derin’i tıpkı diğer kitabı Derin Mavi gibi büyük bir keyifle okudum… Kitabın adı gibi içindekiler de. Yani sade bir anlatımla derin çıkarımlar
mevcut. Deneme severlere gönül rahatlığı
ile öneririm. Yaşama dair düşündüren, düşündürürken gülümseten, yaşam
gerçekleriyle yüzleştiren faydalı bir yapıt… Deep Tone’u kutluyorum. Kendisine
nice kitaplar diliyorum.
Deep
Tone’un “Sade ve Derin” kitabından Beğendiğim
Kısımlardan Alıntılar;
“Sanırım önemli olan
kendimizde ne olup bittiğini anlamak. Bizde var olan duyguları, isteği,
sevgiyi, düşünceyi, ilgi alanlarını keşfetmek ve bunları hayat geçirmek. Hayat zaten
bizim yaptığımız şeyler değim mi? Kendimiz olmak, kendimize dönmek, kendimizi
kendimize dönüştürmek.” (s. 95)
“Bazen ede etkileniriz
birilerinin yaşamından; ama onların yaşamları bir yalandır veya hiçtir, ama
gözümüzü boyalar işte. Umutsuzdur, öylesine yaşıyordur, hayata zor katlanıyordur
ama biz ondan etkileniriz, o anda etkileneceğimiz tutmuştur sadece.” (s.89)
“Ama artık internet,
her şey. Dans, uçuş, yağmur, ruh, flört, spor, oyun, sohbet, her şey
internette. Düşlerimiz, duygularımız, bedenimiz, yedek parçalarımız, zamanımız,
evimiz, artık net.” (s.41)
“Makyavel demiş
ki, insanı elde etmek istiyorsan, bozmak
istiyorsan, ona yetki ver. O yüzden, en asi, ele avuca sığmaz insanlara yetki
verirler ki, evcilleşsin. Yetki, iktidar, güç, para baş döndürücüdür. Ve
güçlüler doğruyu bile kendilerine ait görürler. “ (s.52)
“Belki de anlamaktansa,
beklentiye girmektense, her şeyin birer enerji olduğunu, davranışlarımızın,
başımıza gelenlerin enerjilerle ilgili olduğunu anlayıp, kabul etmek bizi
rahatlatabilir. Sürekli hasta olacağını düşünen ve korkan bir insanın hasta
olması çok doğaldır. Hastalığı çeker o
kişi. Kimse beni anlamıyor diye içine kapanan bir insanı kimsenin anlamaması da
doğaldır. Kendini çirkin gören bir insanı kimsenin fark etmemesi de. Güzel
hissetse herkes ona bakacaktır.” ( s.73)
Kezban Şahin Taysun
Araştırmacı- Mühendis-Yazar
3 Kasım 2015 Salı
Güncel Sanat Dergisi 6.Kaygusuz Abdal Şiir-Öykü Yarışması
Güncel Sanat Dergisi 6.Kaygusuz Abdal Şiir-Öykü Yarışması
Son katılım Tarihi.31 Aralık 2015...
Son katılım Tarihi.31 Aralık 2015...
|
7 Ekim 2015 Çarşamba
Kezban Şahin Taysun TRT Kent Radyo İzmir'de Kent Kitaplığı Programında
Kafesteki Kalp ve Aynadaki Göz kitaplarının yazarı Yazar Kezban Şahin Taysun bugün TRT Kent Radyo İzmir'e konuk alacak.
Yazar Taysun, Yapım ve sunuculuğunu Nalan Kolağası'nın yaptığı Kent Kitaplığı Programı'na 8 Ekim 2015, Perşembe günü 23:05'te konuk olacak.
99.1 FM 'de...
Yazar Kezban Şahin Taysun'un yazın yaşamındaki gelişmeleri ve kitapları hakkındaki düşüncelerini dinlemek için aşağıdaki linke tıklayınız...
https://www.youtube.com/watch?v=Lyazjg3KjPc
https://www.youtube.com/watch?v=Lyazjg3KjPc
11 Eylül 2015 Cuma
Kezban Şahin Taysun Adnan Yücel Öykü Yarışmasında Birincilik ödülü aldı.
Kezban Şahin Taysun Öykü dalında Adnan Yücel Birincilik Ödülü'nünün sahibi oldu.
Adnan Yücel 4. Edebiyat ve Sanat Festivalikapsamında düzenlenen Öykü Yarışması sonuçlandı. Seçici kurulda bulunan Adnan Özyalçıner, Tahir Şilkan, Aydın Ilgaz, Feyza Hepçilingirler’in yaptıkları değerlendirmeye göre öykü dalında;
Birinciliğe: Kezban Şahin Taysun
İkinciliğe: Akın Çokuğurluel
Üçüncülüğe: Elif Yonat Toğay
seçilmiştir.
İkinciliğe: Akın Çokuğurluel
Üçüncülüğe: Elif Yonat Toğay
seçilmiştir.
Ayrıca öykü ve şiir dallarında Sencer Başat‘a Yapı Sanatevi mansiyon ödülü verilmiştir.
18 Ağustos 2015 Salı
Aynadaki Göz kitabı Posta Gazetesinde Çifte Bulmaca'da :)
Yazar Kezban Şahin Taysun ve ikinci kitabı Yitik Ülke Yayınları 'ndan çıkardığı Aynadaki GÖZ 15 Ağustos 2015'te Posta Gazetesi Çifte Bulmacaya konuk oldu.
8 Ağustos 2015 Cumartesi
KAFESTEKİ KALP Berfin Bahar Dergisinde


Değerli Kalem Selçuk
Oğuz'un harika yazısı:
Kadın-Aşk ve Özgürlük
ya da
Kafesteki Kalp
Yazar Kafesteki Kalp (*) demiş kitabın adına ama biz bunu kadın-aşk ve
özgürlük sorunu olarak okuyabiliriz. Gerçekte bir sorgulama olarak da
okuyabiliriz; elbette roman olduğunu unutmadan, okuduğumuz kitabın. Yine
romanda yaşamöyküsü sorgulaması yapmaktan kendimizi alamayacağımız ama
özellikle bu tür romanlarda yaşamöyküsü vurgusu daha bir ağırlıkta kendini
göstermekte olduğunu göz önünde tutarak...
Gerçekte bir yaşamöyküsü mü,
yoksa başarılı bir yaşamöyküsü anlatısı mı verilmiş? Yazarın yanıtlamasının
ötesinde bir şey söylemek oldukça zor; çok mu önemli yaşamöyküsü olması sorusu
dışında, yalnızca okur merakı olduğunu belirtelim...
Konu kadınsa, bir yanıyla özgürlük
sorunu olmaktan kurtulamıyor. Aşkla örülen her kadın sorunu ister istemez
"kafes" içine konulması günümüz toplumlarında, özellikle bizim gibi
geleneksel-baskıcı toplumlarda kaçınılmaz oluyor ve benzer her okuduğumuz kitap
bu yönden içimizi yaralamaya devam ediyordu ama bir yandan da kafesin kapısının
artık açılmaya başladığını söyleme mutluluğunu duyuruyordu.
Kezban Şahin Taysun,
geleneksellik ve çağdaşlık karşılaştırması yaparken, geleneklere bağlı ancak
karşıt bir görünüm sunan erkek egemen anlayışın ikiyüzlü yaklaşımını sergilemekte
Kafesteki Kalp kitabında.
Gelenekselliğin köreltici etkisinin altında, kadın-erkek ilişkisini değişik bir
anlatımla ve klasik roman tekniğinin dışında kurguladığı görülüyor. Romanın
başkahramanı Gülşen'in hayatından anlatıyor yazar, yaşama dair söylemek
istediklerini. Geriye dönüşlü, ancak hep ilerleyen bir anlatım tekniği
kullanılmış. Gülşen'in çocukluğundan eğitim yaşamına ama hep bir evlilik adımı
içinde kare kare gelişen olayların perdesi geçirilmektedir görüntülerin örüntüsünden...
İnsan yaşamının en özge yanı aşk
ve öznellik dünyasının sınırsız denizi, denilse yeri var. Geniş anlamda alırsak
aşkı, Yunus Emre’ce bir tanıma ulaşırız. Gerçekten Yunus Emre’de sınırsızlık
boyutundadır aşk, mistisizmle aşkın bir seviye çıkarılır. Ancak özel bir varlığa
indirgendiğinde insan yaşamının vazgeçemezi olan aşka dönüşür. Bu noktada
Kezban Şahin Taysun’un Kafesteki Kalp
kitabında sorguladığı, yargıladığı, irdelediği aşka ulaşırız işte.
Taysun kitabın özekliğine
-merkezine- insan öznelliğinin ana dayanaklarından aşkı oturtuyor. Aşk
-sevi- salt evlilikle mi somutlaşır?
Yazarın seçimi bu yöndedir; ancak burada kurumsal bir irdeleme de yapılır.
Evlilik kurumu nasıl olmalı? Bilinen ve yaygın olan birkaç tür, günümüze
özgülenmiş; görücü evliliği, mantık evliliği, aşk evliliği... Yazar belli başlı
evlilik anlayışlarını irdelemekle birlikte sorguladığı, Kafesteki Kalp kitabının odağına koyduğu aşk evliliğidir. Çünkü o
aynı zamanda bir özgürlük sorunudur.
Burada Kafesteki Kalp kitabının bir kurgu ustalığı olduğunu da belirtelim.
Zaman yaşanan bir ‘anla’ sınırlıdır. Yazar ‘an’ın insan yaşamındaki yerinin
önemi üzerinde durur. Gerçekten kitabın tüm zamanı bu ‘an’ içinde geçmektedir.
Her şey ‘tek bir an’da olup bitmektedir demek ister gibi. Nedir bu an? Bir
fotoğraf karesinden oluşmuş gibidir her şey ve kitabın konusu da böyle
başlamaktadır; aynı zamanda fotoğrafı çekilen ‘bir an’ olur. Şöyle diyecektir
bu anı anlatırken yazar; “Düşe kalka öğrenilen yaşam küçük ipuçları ile nasıl
anlatılırdı ki bir başkasına? Bir yüz ve bir fotoğraf bu kadar özetleyebilir
miydi durumu?” (S: 11)
Nedir o fotoğraf? Yazarın burada
kullandığı bir anlatım tekniğidir ve sürekli dondurulmuş ya da kafes içindeki
kalptır bu; evliliğe giden yol ve orada durur ama yazar olayların gelişimi
boyunca sürekli irdeleme içinde olacaktır. Öyle ki yer yer felsefi uslamlamalar
bile yapar ki deneme tadında anlatımla bütünleştirilmiş, okunması doyumlu
satırlar bunlar. Ancak anlatımı örgüleyen kadının konumudur ya da kadının kafes
içindeki durumu mu demeli?
Kitabın konusunun kısa anlatılımı
daha iyi anlaşılmasını sağlayacak. YOL bölümüyle başlar ve kitabın ana örgüsü
bu an içinde geçmektedir. Yol, yolculuğun başlangıcı; çıkılan yolculuksa nikah
salonudur. Kitap boyunca anlatılanlarsa iki nikah arasında geçer. An; iki nokta
arasındaki en kısa zaman bir anlamda kullanılmış üstelik! Kurgu ustalığından
söz etme nedenlerimizden biri...
Kafesteki Kalp, kadın öznelliğinin bulunduğu konum değildir yalnızca;
yazarın anlatımına eşlik eden duygu ve kadının toplum içindeki yeridir aynı
zamanda. İşte o da kafesteki kalp metaforuna dönüşmüş oluyor! Bir yanda kendi
cinsel kimliği ve kişiliği, öte yanda eşitlik arayışı ve toplumda kadına
biçilen konum; kadın-erkek eşitliği bağlamında erkek egemenlik anlayışının
günümüzde daha çok çağdaşlık görünümü altında ortaya çıkan yapısıdır. Burada
yazar ağırlıkla iki örnek üzerinde durur; birincisi, roman başkahramanı olan
Gülşen'in yaşamından anlatılan; kitabın ana konusudur aynı zamanda. Ancak
örneklemelerle karşılaştırmaya gitmesi, kitap boyunca sıklıkla karşılaştığımız
deneme anlatımın eşlik etmesine güzel bir örnek de sunmasından geliyordu. Belirleyici
ikinci örnekse; geleneklere bağlı yetiştirilmiş olan Gülzade yaşamından
verilmiştir.
Gülşen’in yaşamından anlatılanlar;
kadın kişiliğiyle özdeş, kadın yaşamını sorgulayan, irdeleyen ve buradan aşka
ulaşılması ki Kafesteki Kalp aşk,
özgürlük sorunuyla birlikte ele alınmış, böylece okur karşısına çıkarılmış bir
kitaptır.
Konu anlatımına döneceğim. Ancak
yazarın inceliğini göstermesi bakımından kitap adı üzerinde kısaca durmak
istiyorum. Kitap adı üzerinde okumalarımız boyunca sıklıkla karşılaştığımız bir
‘oyun’ dikkatli okurun gözünden kaçmayacak “kalp” adındaki ikili anlamı
yakalayacaktır. Buradaki ikili anlam, Türk edebiyatının incelikli özelliklerinden
cinas sanatıyla ilgilidir. Cinas sanatını anımsatmak gerekirse, ancak yazarın
burada, anlamdan çok teknik yönden ve ironi olarak yararlanmış olduğunu da belirtelim.
Cinas: “1.
Çok anlamlı bir sözcüğü her seferinde başka bir anlamını öngörerek birbirine
yakın birkaç yerde kullanma: “Yar sana / Çağlar sular yar sana / Gam çekme
deli gönül / Bulunmaz mı yâr sana” cinaslı manisinde “yar sana” söz öbeğinde
cinas vardır. 2. Çok
anlamı olan bir sözcüğün iyi anlamını kullanır görünerek kötüsünü öngörme. (Dil
Derneği - Türkçe Sözlük) Buradaki tanımın da gösterdiği gibi, kalp iki anlamda;
yürek ve düzmece -sahte- anlamlarında kullanılmıştır. Yazarın bu sanatı, kitap
adı olarak kullanması, kitabın içeriğiyle de örtüşen uygunluğu, çalışmadaki
titizliğin aynı zamanda bir göstergesidir. Kitap adından devinimle; gerçek,
iyi, doğru olanla düzmece, kötü ve yanlış olanların sergilenmesi yapılmak
istenmiştir, denilebilir.
İkinci bölüm başlığı SELMA ve
FOTOĞRAF zaman içinde an’ı yakalayan ve an içinde olanları ortaya çıkaran yazar
simge, olay ve imleri fotoğraf üzerinden yansıtır. Ayna da yine fotoğrafla aynı
işlevi üstlenecek araçlardandır. Bunu yazar özellikle insanların yapmacık
-sahte- yüzleriyle, gerçek yüzlerini göstermek için yaptığı söylenebilir.
Örneğin kitaba öylesine girmiş gibi duran Öykü’nün yaşamından anlatılan acı
gerçeğin yansımasıdır ve yazar YAPMA ÇİÇEK olarak tanımlar bunu. Öykü, İzmirli
yoksul bir aile kızıdır; ancak Anakara’da eğitimi sırasında varsıl yaşama
özenir, kendisini varsıl bir ailenin kızı olarak tanıtır! Şunu da belirtelim,
yazar incitmeden, kırmadan gül koklar gibi yapar bunu. Derdinin bir şeyleri
yıkmak, yok etmek olmadığı; ancak acı gerçekleri de göstermeden geçmek istemez
okura. Öykü’nün yoksulluğundan utanmasına yalnızca üzülür. Roman kahramanı
Gülşen de yoksul bir aile kızıdır.
Kitabın iki ana karakteri vardır
Gülşen ve Kadri. İki okumuş aydın insanın ve çoğunluğu okumuş kahramanlardan
oluşan Kafesteki Kalp kitabı için bir
aydın sorgulaması denilebilir mi? Halktan kahramanlar da vardır; ancak
ağırlıkla eğitimli, okumuş kişilerin yaşamlarının irdelemesi yapılır.
Kitaba dönersek yeniden, başlarda
YOL-SELMA ve FOTOĞRAF kitabın kurgusunu içinde taşıyan özellikler gibidir.
Özellikle SELMA ve FOTOĞRAF yaşanacak olanların sezgisel özeti yapılmıştır
sanki. Fotoğraftan yansıyanlarsa; yer Eskişehir, zaman “Sayın bekar dinleyiciler,
iki bin yılına on dört yıl kala...” (S: 12)
ve kişiler “O on, kardeşi Ayşen üç yaşındaydı. Ablası Gülzade on iki
yaşındaydı. Çabucak büyüyüp Selma Abla gibi gelin olmak istiyordu.” (S: 16) Fotoğraf, kendisine çok özenilen Selma
Ablanın düğününde çekilmiştir. Üç kız kardeş yaşam onlara nasıl bir serüven
hazırlamakta acaba? Görüleceği gibi her şey bir fotoğraf karesinde somutlanır
ve bir an’dır o an.
“An” içinde doğrusal bir anlatım
bulunmaz; özellikle çocukluk ve öğrencilik anılarına dönüşlerle anlatılır
Gülşen’ın yaşamı. Kafesteki Kalp’in
bir anı-roman ya da yaşamöyküsü özelliğini duyuran da bu satılar oluyor daha
çok. Buradan devinimle şu soruyu sorarsak; roman kişiliğiyle birlikte Türkiye’de
ortalama bir genç kızın yaşadıkları bu değil midir?
Önce abla Gülzade evlenir.
Gülzade hemşirelik okulunu bitirmiştir ve bir devlet hastanesinde göreve
başlamıştır. Evlendiği kişi Burhan, evlilik öncesi tıpkı Gülşen’in evleneceği
Kadri gibi tam bir kadın hakları savunucusudur “Evet, ülkemizde kadınlar çok
eziliyor.” diyordu Burhan. Devam ediyordu konuşmasına: “Sorun erkeklerden
kaynaklanıyor! Erkek, kadına ev işlerinde destek olmak zorundadır. Aradan geçen
zamanda Gülzade önce işinden ayrılmak durumda kalır, sonra eve kapanır,
Burhan’ın isteklerini yerine getirmekle sınırlı bir yaşam üstlenir ve bir gün:
“Gülzade’yi başındaki türbanla gördüklerinde ilk olarak annesinin dudakları
uçuklayacaktı.” (S: 54)
Gülşen’in yaşamından anlatılanlara
yazar bireşim özelliği verir; sav-karşısav-bireşim. Yazarın, kişiler üzerinden
anlatımlarında yargılamada bulunmadığını ya da doğrudan bir yargılama içinde olmadığını
bir kez daha belirtelim. Sorguladığı dürüst, namuslu, insana yakışan bir
yaşamdır ama eleştiride bulunduklarına Gülşen de düşecek!
Kitabın ilginç kişileri var;
bunlardan biri Kayınvalde Süheyle Hanım şöyle der Gülşen’le ilgili olarak:
“Beceriksiz! Sesi güzel, fiziği fena sayılmaz; fakat elbisesi çok kötü!” (S: 40) Gülşen’in yaşamının kilit sözü
olacaktır bu konuşmalar. Kadri TRT’de çalışan aydın bir insandır: “...Onu
yaşamındaki diğer insanlara göre daha farklı diye seçmişti. Kendisine itiraf
etmeliydi artık; nişanlılık döneminde Kadri’de gördüğü bazı tuhaf davranışları
görmezden gelmişti. (...) Ancak ona tuhaf gelen şey, benzer kabalığın şimdi
kendisi için yapılmasıydı.” Bunu anladığı an Gülşen kendisine soracaktır: “Peki
bir hata yapıyorsa bu aşamada düzeltilmesi mümkün müydü? Ama olmalıydı; her
yanlışın bir doğrusu olmalıydı.” (S: 47) Burada
SÜHEYLA HANIM’LA TANIŞMA bölümünün kilit sözüne dönelim: “İlk tanışmalardaki
anahtar bilgiler yok sayıldığında, sonrasında bunun bedeli ödenir miydi?” (S: 40)
Buradan sonrasını kitabı
okuyacaklara bırakalım.
Kafesteki Kalp için geleneklerin ama özellikle çağını doldurmuş,
gelişen yaşam koşulları içinde artık anlamsızlaşmış bulunan geleneklerin
eleştirisinin yapıldığı söylenebilir. Bunların başında kız çocuklarına karşı
yapılan ayrım ve baskıcı tutum vardır. Bu yaklaşımın erkekleri de nasıl tutsak
aldığını iyi bir biçimde göstermiştir.
Sözece (aforizma) neredeyse her
bölümün açılış sözü yapılmış ve her biri üzerine deneme yazılacak güzellikte
sözlerdir. Birkaç örnek sözece kitaptan:
“ Gözler hiç susmazdı... Eğer
karşısında onu alt üst edebilecek bir benzerliğe hayretle bakıyorsa...” (S: 35)
“Davullar hep coşturmazdı, bazen
de yürek burkardı.” (S: 48)
Ya şu sözeceye ne demeli:
“Her canlı için ayrı bir
tanımlamaydı doğa. Yağmurun öpücükleri neler anlatmamıştı ki o gün ona?” (S: 72)
Kitabın açar sözlerinden bir
başkası: “Aynalar her zaman doğruyu söyler miydi?” (S:
90) MERİÇ ve CEMAL AMCA, Gülşen’in yaşamında özel yeri olan kitabın iki
olumlu kahramanıdır ama özellikle Cemal Amca, Gülşen’in yaşamında ulaşılan
olumluluğun öznesidir. Gülşen yaşadıklarını sorguladığında Cemal Amcanın
sözlerini anımsayacaktır. Uzun bir alıntı olmakla birlikte, deneme tanında, özellikle
iyi-kötü karşılaştırması, kitabın tat alınarak okunan bölümlerinden. Bu iyi
örneği yazarın izniyle okurla paylaşalım: “Hayat,
iyiliklerle kötülüklerin karışımından oluşur demiştim ya! Bir toprak yol ve bu
yolda gömülü pek çok tohum düşün. Hayattaki iyi şeyler bu tohumlara benzer;
toprağın altında saklıdır; yeşerip filizlenene kadar görünmezler. Bunlar
dostluklar ya da fırsatlar şeklinde olabilir. Hak ettiğinde yeşerip tek tek
yoluna çıkarlar. Fırsatları anlamak ve değerlendirmek başlı başına zor bir
iştir. Kimileri bunları yok sayar! Çünkü bunu değerlendirecek deneyimi ve
cesareti yoktur. Sonra da pişman olur.” (S: 117) Kötü örnektense kısa bir bölüm: “Kötülükler ise iyi şeylerin elbiselerini
giyerek yoluna çıkarlar. Onların kötü olduğunu ilk bakışta anlamak her zaman
mümkün olmayabilir! Onlar gerçeğine çok benzeyen yapma bitkiler gibidir...” (S: 117)
Kafesteki Kalp yazarın ilk romanı olmakla birlikte, ilk romanında
ulaştığı başarıdan nasıl güçlü bir yazar karşısında bulunduğumuzu
çıkarabiliriz. Yazarı kutlarken nice yapıtların gelmesini diliyoruz.
22 Temmuz 2015 Çarşamba
Kezban Şahin Taysun Yaşar Kemal 3.lük ödülü İnce Memed heykelciğini aldı.
Kafesteki Kalp ve Aynadaki
Göz kitaplarının
yazarı Kezban Şahin Taysun YAŞAR KEMAL 3.LÜK ÖDÜLÜ İnce
Memed Heykelciği’ni aldı.
Anadolu Halkbilimleri Kültür Akademisi’nin 12-14 Haziran
2015’te Osmaniye’de 9.
Özgür Film Festivali kapsamında
düzenlediği Bin Çiçekli Bahçe YAŞAR KEMAL anısına düzenlenen öykü
yarışmasında yazarın Sütannemin
Falı adlı öyküsü ödül aldı.
18 Haziran 2015 Perşembe
Kezban Şahin Taysun öykü dalında Yaşar Kemal 3.lük ödülü aldı

Yazar Kezban Şahin Taysun'un "Sütannemin Falı" adlı öyküsü Yaşar Kemal 3.lük ödülü aldı.
Yaşar Kemal Öykü Dalında Dereceye girenler :
1.lik - Emel Dinseven- Altın gölet
2.lik - Bekir Dağsever-Ana
3.luk- Fatma Türk Kuşkaya - Uçurtma
Kezban Şahin Taysun- Sütannemin falı
Jüri Özel ödülü :
Esin Üçüncüoğlu - Yaradılışın sarmalında
Hikmet Kurter - Kuşlar kediler köpekler
ANADOLU HALK BİLİMLERİ KÜLTÜR AKADEMİSİ: BİN ÇİÇEKLİ BAHÇE YAŞAR KEMAL anısına öykü, halk...: BİN ÇİÇEKLİ BAHÇE YAŞAR KEMAL anısına öykü, halk bilim, şiir yarışması : 1 -- Şiir dalında dereceler : 1- A. Kadir Paksoy-Ejd...
9 Mayıs 2015 Cumartesi
37 Yazarlı Soma'nın Öyküsü EGE TV'deydi
37 yazarlı Soma'nın Öyküsü; Ölüm Vardiyası kitabı üzerine EGE TVde 23 nisan 2015 de yayınlanan program. Konuklar : Buket Başaran Akkaya ve Kezban Şahin Taysun ile kitap üzerine bir söyleşi gerçekleşti.
8 Mayıs 2015 Cuma
TRT Kent Radyo İzmir'de Kitaplarım üzerine
4 mayıs 2015'te TRT Kent Radyo İzmir'de Kent Kitaplığı programında Nalan Kolağası'nın konuğu olmak ve kitaplarım Kafesteki Kalp, Aynadaki Göz ile içinde yer aldığım diğer seçkileri konuşmak oldukça keyifliydi.
DERİN MAVİ KİTABI ÜZERİNE
DERİN MAVİ /DEEP TONE / İKİNCİ ADAM YAYINLARI/
OCAK 2015
Sade ve Derin'in (Deneme) yazarı Deep Tone’nun 145 sayfalık 2. kitabı Derin Mavi
kitabındaki şiir ve öyküleri okuyunca mavinin derinliklerine dalmamak
neredeyse imkansız… Şiirler olağanüstü akıcı ve duru bir dille
yazılmış. Dizeler oldukça dokunaklı ve
ışıltılı.
---------
bahar gibi sevgi
gözlerde güneş
akıyor
yaz ise bütün
şiirleri eritecek
anıları da
çiçek açacak yalnızlıklar
(Bir Kan Baharı şiirinden bir dize, sf. 41)
……….
mavi göğe
yeşil denize
dalar gibi
tutkuyla tutunmak
saçlarına
umudumun çiçeği
güneşimin
lavlarına
yağmurun bulutlarına
özlemle uçmak
gözlerinin ışığına
düşlerimin
dirilişi
……..
(Bil Ki şiirinden dizeler, sf.9)
Öyküler, teknolojiyle iç içe geçmiş günümüz insanının yaşam hallerini, büyük kentlerdeki yalnızlığını ve mutluluk
arayışını anlatıyor. Yazar Deep Tone
ironik, fantastik ve mizahi öğelerle donatmış öykülerini. Gülümserken düşündüren öyküler.
Öykülerden Bazı Alıntılar;
“…İstanbul’un altında yekpare bir baza olsa, bütün
arabaları, otobüs , vapur, büs ve metrobüs, füniküler filan herşeyi bu yerin
altındaki bazaya doldursak, şehir boş olsa. Şöyle battal boy bir boza…” (
sf.32)
“…Akıllı birşeyler yaz. Klavyenin kalemtraşı yok
ki düzeltsin kelimeleri. Kelime icat etmek de zor. Bu yazı denen şeyi kim icat
ettiyse hiç iyi bir şey yapmamış. Suya bir trol atayım toplayayım
kelimeleri…”(sf.106)
“… Hypnos geleceğine bari Apollon gelse. Ben de Dante gibi ortasında olsam ormanın.
Yok, Dante ormanda kaybolmamıştı…” (sf.118)
“…Hey dünya bir kendine gelsene artık, çok döndün
yıllardır, başın dönmüştür, sakinleşsene biraz, ne bu hız, dönme biraz, seni
seniii!..”( sf.125)
Derin Mavi, keyifle okuduğum bir kitap oldu.
Yazar Deep Tone'un kalemine ve yüreğine sağlık!
Değerli blogçu ve güzel kalem arkadaşım Deep Tone'u kutluyor, kendisine nice kitaplar diliyorum…
Kezban Şahin Taysun
Araştırmacı-Mühendis- Yazar
2 Mayıs 2015 Cumartesi
Kezban Şahin Taysun TRT Kent Radyo İzmir'de
29 Nisan 2015 Çarşamba
37 Yazarlı Soma'nın Öyküsü; Ölüm Vardiyası kitabı
EGE TV Hayat Sevince Güzel programında İlkay Kıyak'ın konuğu 37 Yazarlı Soma'nın Öyküsü; Ölüm Vardiyası.
23 Nisan 2015 perşembe günü 14.00-16.00’da Hayat Sevince Güzel Programı’nda Sn. İlkay KIYAK’ın konukları; 37 yazarlı Soma’nın Öyküsü; “Ölüm Vardiyası” kitabı yazarlarından Kezban ŞAHİN TAYSUN ve Buket BAŞARAN AKKAYA oldu.
Programda, geliri Soma’da yetim kalan çocukların eğitimine bağışlanacak olan Ölüm Vardiyası kitabı üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi.
https://www.youtube.com/watch?v=t1BGFZpUcjo&feature=
24 Nisan 2015 Cuma
16 Nisan 2015 Perşembe
37 yazarlı Soma'nın Öyküsü Ölüm Vardiyası EGE TV'de
23 Nisan 2015 perşembe günü 14.00-16.00’da Hayat Sevince Güzel Programı’nda Sn. İlkay KIYAK’ın konukları; 37 yazarlı Soma’nın Öyküsü; “Ölüm Vardiyası” kitabı yazarlarından Kezban ŞAHİN TAYSUN ve Engin ÇETİNBAĞ.
Programda, geliri Soma’da yetim kalan çocukların eğitimine
bağışlanacak olan Ölüm Vardiyası kitabı üzerine bir söyleşi gerçekleştirilecek.
10 Nisan 2015 Cuma
Kafesteki Kalp ve Aynadaki Göz Haberturk Bulmacaya konuk oldu
Kafesteki Kalp ve Aynadaki Göz adlı kitaplarım 9 Nisan 2015'ta Haberturk Gazetesi Okur Bulmacaya konuk oldu.:)
15 Mart 2015 Pazar
Yazar Kezban Şahin Taysun BEN TV'de
Programın tamamını izlemek için aşağıdaki linke tıklayınız.
http://www.kanalben.com/video/22402/kezban-sahin-taysun.html
Yazar Kezban Şahin Taysun "Ben TV"' de.
16 Mart 2015'te Pazartesi günü saat 16:10 da "Pozitif Yaşam" programında Psikolog Sn. Zual Koçkar 'ın canlı yayın konuğu oldu.
Yazar KEZBAN ŞAHİN TAYSUN'un konuk olduğu programda Taysun'un kaleme aldığı 'Kafesteki Kalp', 'Aynadaki Göz' kitapları ve yer aldığı 'Sensiz Ölümdür Aşk', 'Mutsuz Aşk Vardır', 'Ölüm Vardiyası' derlemeleri üzerinden sosyal sorumluluk ve toplumsal konulara dikkat çekme üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirildi. Psikolog Zuhal Koçkar ile Pozitif Yaşam pazartesi saat 16.10'da Ben Tv'de.
8 Mart 2015 Pazar
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun
Dünya Kadınlar Gününün anlamı, kadınların yaşadığı haksızlıklara göz yumulmasına dair tepkisini dile getirdiği bir gün olmasıdır. Elbette ki sorunlarımızın diğer 364 günde de gözardı edilmemesi en büyük temennimizdir. 18. yüzyıldaki kadınların erkek egemen toplumun din ve siyaseti kullanarak kadınlara dayattığı zulümlere suskunluğunu bozduğu sürecin ardından günümüzde ancak 8 Martlarda dile getirebildiğimiz kadın sorunlarının artık son bulmasını ümit ediyoruz...
Kadına yönelik her türlü kötü düşünceyi, baskıyı ve şiddeti erkek egemen bakış açısının bir ürünü olduğunu bilincindeyiz. Bunun sona erdiği kadının yaşam haklarının yok sayılmadığı kadınların aydınlıkta yaşadığı bir evrenin umudu ile....
8 mart 2015
Kezban Şahin Taysun / Kafesteki Kalp ve Aynadaki Göz kitaplarının yazarı
kezban şahin taysun
Kadına yönelik her türlü kötü düşünceyi, baskıyı ve şiddeti erkek egemen bakış açısının bir ürünü olduğunu bilincindeyiz. Bunun sona erdiği kadının yaşam haklarının yok sayılmadığı kadınların aydınlıkta yaşadığı bir evrenin umudu ile....
8 mart 2015
Kezban Şahin Taysun / Kafesteki Kalp ve Aynadaki Göz kitaplarının yazarı
şeytan zalimin
bakışında
-özgecan’ın
anısına--
bedenimde göz izleri var
içimde acı ve isyan
kadın demek insan demek
o ne cadı ne şeytan
şeytan zalimin bakışında
kadına kaldırır elini kör düşünce
çirkin niyete kulp bulanlar
niye utanmaz ki
bedenimde bıçak izleri var
içimde acı ve isyan
direnemez kesik eller katiline
acı kıvranışlar içinde
bir genç kız gitti dünyadan
baharında yaşamının
sızlamış mıdır içi çakma insanın
duyarsızlığın gönlü hoş
dili uzun
can çekişiyor insanlık
yine yaktı bir ocağı karanlık
ateş düşürdü ana yüreğine
bedenimde kül var
içimde acı ve isyan
aklım donuk
umutlarım kırık dökük
sırıtmasın dişini kötülük
tek cinsiyetli vicdan taşımak hüner değil
uyan artık çifte namuslu insan!
Berfin Bahar Dergisi/ 205. Sayı/ Mart 2015
4 Mart 2015 Çarşamba
Deep Tone 'un 2. kitabı Derin Mavi çıktı
Değerli Blog arkadaşım Deep Tone'un 2. kitabı Derin Mavi İkinci Adam yayınlarından çıktı. DeepTone'un şiir ve öykülerinden oluşuyor. Henüz elime geçti. Kendisini kutluyorum. Nice kitaplara Deep Tone :)
“Derin Mavi” kitabının “Günışığında Yıldızlar” şiirinden bir
dize;
Duvarlar ve gurur savaşları ile
Yaşanıyor aşklar inançsız
Kaygan ve geçici duygularda
Mavi derinliklerde korkusuz
Ve zamansız yaşanacağına
Deep Tone / Derin Mavi / İkinci Adam Yayınları /Ocak 2015
28 Şubat 2015 Cumartesi
19 Şubat 2015 Perşembe
Kafesteki Kalp Tavsiye Melekleri'nde
Kafesteki Kalp ile ilgili görüşlerini paylaşan Değerli Blogger Reyhanla Herşey ve Tavsiye Melekleri'ne çok teşekkürler...
Kafesteki Kalp kadının hiçliğe direnişi....
Okumak için linke tıklayınız.
http://www.tavsiyemelekleri.com/kafesteki-kalp/
18 Şubat 2015 Çarşamba
2 Şubat 2015 Pazartesi
Aynadaki Göz HaberTürk Bulmacasına Konuk oldu
Yazar Kezban Şahin Taysun Yitik Ülke Yayını #Aynadakigöz kitabıyla bugün Habertürk bulmacasına konuk oldu :) İstanbul Baskısı :)
17 Ocak 2015 Cumartesi
DeepTone'un Kitabım Aynadaki Göz ile ilgili Görüşleri:
Yazar Deep Tone 'un Kitabım Aynadaki Göz ile ilgili Görüşleri:
Aynadaki Göz'ün Değerli kalem Deep Tone'dan aldığı notu ve yorumları öğrenmek istiyorsanız aşağıdaki linke tıklayınız...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)