biz
seninle ne çoktuk badem gözlüm
evrene
fısıldanırken
yel
uğuldarken
bir
sanrıydık hemen akla düşen
gök
gürlerken
iki
buluttuk çarpışınca aşk yağdıran
yeryüzü
üşürken
kar
tanesiydik öpüşünce eriyen
biz
seninle ne çoktuk badem gözlüm
evrene
fısıldanırken
radyo
çalarken
keman
teliydik yüreklere batan
gün
doğarken
balıkçıydık
denize ağ döşeyen
gün
batarken
iki
vapurduk birbirine hızla yol alan
biz
seninle ne çoktuk badem gözlüm
evrene
fısıldanırken
yalnızlığa
içerlerken
iki
eldik birbirinin omzuna dokunan
kahve
falı bakarken göztepe’de
nikahlanan
çifttik karşıyaka’da
yankılanırken
şarkımız bulutlarda
iki
göçmendik küllerinden doğan
biz
seninle ne çoktuk badem gözlüm
evrene
fısıldanırken
sobelerken
zamanı yakamozda
iki
yengeçtik kumda iz bırakan
“hoşça
kal” derken yaz akşamlarına
ağustos
böceğiydik zamana küsen
yol
alırken uçaklarımız gökyüzünde
iki
yaralı kuştuk ayrı yönlere kanat çırpan
biz
seninle ne çoktuk badem gözlüm
evrene
fısıldanırken
ay
ışığında dalgalar kıyıya çarparken
içi
içine sığmaz şairdik dizelerle coşan
kezban şahin
taysun
izmir,
10 ocak 2012
Afrodisyas Sanat Edebiyat,
Sanat ve Kültür Dergisi.
Sayı:38 Mart-Nisan
2013
Harika..
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
Sil